Content feed Comments Feed

Obama = İnsan yüzlü emperyalizm

18 Şubat 2009 Çarşamba

ABD Devlet Başkanı Barack Obama’nın yarın (19 Şubat Perşembe) gerçekleşecek olan Kanada ziyareti öncesinde Kanada merkezli yayın yapan http://www.rabble.ca sitesi editörü Derrick O'Keefe, yazar Tarık Ali ile bir söyleşi gerçekleştirdi. O'Keefe, son kitabı The Duel’de (Düello) Afganistan’daki savaşı genişletmenin sadece daha fazla yıkımın tohumunu ekeceğini ve ülkedeki değişken, patlamaya hazır durumu ağırlaştıracağını savunan Ali ile savaşı, Obama döneminde Filistin’e dair olasılıkları, Sam Amca’nın arka bahçesinde yükselen sol eğilimler ve uzun süredir İngiltere’de yaşayan Michael Ignatieff üzerine düşüncelerini konuştu:

Derrick O'Keefe: Bu hafta Başkan obama ilk resmi yurtdışı gezisini Kanada’ya, Steven Harper (Kanada Başbakanı) tarafından iyi karşılanacağı Ottowa’ya yapıyor. ABD’deki eylemciler için, Obama’nın görevi devralmasının, dönüm noktasını tanıyan, fakat bununla birlikte talepleri vurgulayan sloganlarla, “Tebrikler Obama. Kail’den, ırak’tan derhal dışarı” şeklinde karşılanmasını önerdiniz. Kanada’daki ilericiler Obama’yı nasıl karşılamalı?

Tarık Ali: Politik açıdan çoktan eskidiği hissedilen “tebrikler”i bırakmalılar, bunu “merhaba” ve aynı anlama gelen başka şeylerle değiştirmeliler. Sadık Demokratlar olan birtakım köşe yazarlarının, giderek artan biçimde Obama-Biden ekibi tarafından simgelenen “değişen bir şey yok” yaklaşımının eleştiricisi haline gelmesini gözlemlemek enteresan. Ortadoğu’da, İsrail’in bir tek eleştirisini yapmadılar, Irak’tan geri çekilme sürecine dair sözlerinden dönüyorlar ve geçmişte olduğu gibi hiç kuşkusuz bölgedeki “seçilmemiş” yönetimleri desteklemeye devam edecekler.

Emperyalizm, insani yüz elde etmiş olabilir ama eylemlerinden dolayı yargılanmalı. İyi görünmüyor. Ekonomide denenen iki partiyi de temsil etme Obama’nın yüzünde patladı ve The New York Times’ta yayımlanan Paul Krugman’ın eleştirisi hafif ama eksiksizdi.

Derrick O'Keefe: Obama’nın “diplomatik dalgalanması”, Afganistan’daki birliklerinin varlığını arttırmak için Kanada gibi NATO ülkelerini elde etmekte kesinlikle üstün gayret gösterecek. Bu “sevimli saldırganlığa” dair olasılıklar neler? Afganistan giderek artan biçimde tamamen bir ABD savaşı haline mi gelecek?

Tarık Ali: Bu olacak. Avrupa ülkelerinin çoğu son derece gergin. İngiltere’nin Kabil Büyükelçisi savaşın kazanılamayacağını belirtti. Afganistan’dan dönen bir Alman generali de aynı şeyi tekrar etti. Söylentilere göre İspanyollar çekilmek üzere.

20 bin ABD askeri daha göndermek durumu daha köyü yapacak, daha iyi değil. Benim izlenimim Obama’nın danışmanlarının bu belirsizlik konusunda bölündüğü. Oysa hepsi amacın artık ulus inşası olmadığı, en yakın zamanda Karzai’siz, yandaş ya da en azından Batı karşıtı olmayan bir yönetim elde etmek olduğu fikrinde birleşti. Bu düşündükleri kadar kolay olamayabilir.

Derrick O'Keefe: Son olarak Newsweek, “Afganistan: Obama’nın Vietnam’ı” isimli bir kapak konusu yayımladı. Pakistan onun Kamboçya’sı olabilir mi ve Richard Holbrooke’un Pakistan’daki temsilcisi olarak atanmasının belirtisi ne?

Tarık Ali: Holbrooke mesaj taşıyıcısı bir çocuktan biraz fazlası. Beyaz Saray ne isterse onu yapacak. Ancak birkaç olayı kapsayan son gezisinde bir şeyler kavramış olmalı. Pakistan’daki büyük çoğunluk Afganistan’dan çıkış stratejisi istiyor. Son olarak yeni kitabımda böylesine bir stratejinin önemli olduğunu iddia ettim. Bununla birlikte, Ruslar yenildikten sonra olduğu gibi bu da Afganistan’ı Pakistan ordusuna devretmeyi gerektirmemeli.

Bizim, İran’ı, Rusya’yı, Çin’i, Hindistan’ı ve bunun yanında tabii ki Pakistan’ı içeren bölgesel bir çözüme ihtiyacımız var. Bu olmazsa, Afgan savaşı bu ülkede ve Pakistan’da ilâve tahribata neden olacak biçimde kontrolsüz hale gelecek. Zaten bölgedeki kaos sınır vilayetlerinde dinci köktenciliği cesaretlendirmiş ve dini savaş lordları Swat vadisini tımara çevirmiş (toprakları hizmetler karşılığında oradakilerin işletmelerine bırakmış) durumda. Pakistan devletinin, meşru şiddet tekelinden vazgeçmesi ve silahlı çetelerin okulları yakmasına ve kadınlara baskıya izin vermesi kararının dudak uçuklatıcı olduğu söylenmeliydi. Yurttaşlarını iç ya da dış şiddete karşı koruyamayan bir devlet çökmeye mahkumdur. Aslında, belli olduğu üzere Swat vadisindeki olaylar, devletlerin bu gruplarla kendilerini Washington’a çeşitli yollardan baskı yapmak için kullanmak amacıyla gizlice anlaşmadığını gösteremiyor.

Derrick O'Keefe: Görünürde, George W. Bush’un mezhepsel mantığından ödünç alan Kanada’daki bazı savaş destekçisi yorumcular, savaş karşıtı harekete Taliban’ın destekçileri oldukları çamurunu atıyorlar. Onlardan biri, son yıllarda, kesinlikle politik yelpazenin karşısında olan aşırı sağ geçen eski bir Yeni Demokrat parti (NDP) aktivisti Tarek Fatah, bu ithamı kişisel olarak size bulaştırıyor. Kitabınız “Fundamentalizmler Çatışması”nın bir okuması, savaş karşıtı harekete bu eleştirilerin bir sıralaması mı?

Tarık Ali: görüşlerim, kitaplarımı ve makalelerimi geçmişte ve günümüzde okuyan veya Fatah’ın eski televizyon programlarından görüntüleri izleyenlere gün gibi açık olan şekliyle hiçbir biçimde değişmedi. Geçenlerde, Afganistan’daki geçmiş Taliban yönetimini “kötü huylu toplumsa düzen” olarak yazmıştım ve bu sebeple NATO’nun çekilmesinin ardından ülkede ulusal ittifakta ısrar etmiştim. Savaşın ve işgalin sonucu olarak Taliban’ın yeni versiyonuna destekteki büyük artış ortada olduğuna göre, oluşturulacak hükümet onların temsilcilerini içermeli.

Batı’nın Hamas’ı tanımayı reddetmesi İsrail’in Gazze saldırısından doğrudan sorumluydu. Geçmişte Hamas’ı şiddetle eleştirdim ancak basit bir şeklide onlarla aynı fikirde olmamam, onların bir seçimde çoğunluğu kazandığı ve muhaliflerinin her düzeyde yozlaştığı gerçeğini reddetmem için bir gerekçe değil.

İsteyen tarihte daha da geriye gidebilir. Sudan’da (İngiltere’ye karşı), Cezayir’de (Fransa’ya karşı) ve Libya’da (İtalya’ya karşı) emperyalist yağmaya karşı ilk ayaklanmaların hepsine dini liderler öncülük etti. 1922’de Bakü’deki Doğu İşçileri Konferansı’nda Bolşevikler bu gerçeği fark ettiler ve Zinovyev emperyalizme karşı cihadı destekleme çağrısı yaptı. Ancak bu sorun ilk olmamasına rağmen şartlar farklı.

Sorun şu ki NATO işgalini destekleyen birçok Afgan komünistinin laik gayeyi desteklemesi muhtemel değil.

Gazze katliamı süresince sessizliğine ve Hillary Clinton atamasına rağmen, bazıları Obama yönetimiyle birlikte Ortadoğu’da barış ve adalet için bir başlangıç görüyor. İyimserlik için sebep var mı?

İsrail’e boykot, tecrit ve yaptırım genişleyecek

Tarık Ali: Kendi adıma görmüyorum. İsrail’de aşırı sağın ve faşist partilerin zaferi yazık ki İsraillilerin çoğunluğunun görüşünü yansıtıyor. Başka türlü iddia etmenin gereği yok. Açık ki ABD böyle bir yönetimi desteklemeye ilgili değil, ama bunu yapacak. Boykot, tecrit ve yaptırım kampanyası ilerideki tek yoldur ve bunun gerçekten uluslararası duruma gelmesinden memnunum.

Bu ayın sonunda Doğu ve Afrika Çalışmaları Okulu’nda, eski Güney Afrika İstihbarat Bakanı ve Siyonizm’e muhalif bir Yahudi olan Ronnie Kasrils ile İngiltere’de boykot, tecrit ve yaptırım kampanyasını organize etmek için konuşacağım.

Derrick O'Keefe: Güney ve merkez Asya ile Ortadoğu’dan uzaklaşırsak, Obama’nın Küba, Latin Amerika Bolivar Alternatifi (ALBA) ve genel olarak Güney Amerika Ülkeleri Birliği (UNASUR) hakkındaki politikalarına dair beklentileriniz neler? Obama, ABD’nin son on yılda ciddi oranda sola kayan arka bahçesiyle daha mı çok ilgilenecek?

Tarık Ali: Nixon’ın Pekin ile yaptığını yapmak istiyorsa Havana’ya uçmalı ve yaptırımları sona erdirmeli. Daha sonra Karakas’a uçmalı ve Venezüella, Bolivya, Ekvador ve Paraguay’ın Bolivarcı başkanlarıyla tanışmalı. Ve eminim ki Brezilya’dan Lula ve Arjantin’den Kirschner, Obama’nın aklına Kolombiya Planı’nın bir felaket olduğunu sokmak için uçacaktır.

Ancak onun Demokrat Parti pisliğine battığından korkuyorum. Ekonomik durgunluk bile başkanlık için bir cazibe merkezi. Ekonomideki bilinmezlikte yükselecek ya da düşeceğiz ve bu nedenle Güney Amerika’da ciddi bir şeyler yapmak çekici seçenekler olarak görünmeyecek.

Derrick O'Keefe: Obama-manya dünyadaki tüm siyasi işleyişlerin istifade etmek istedikleri bir politik olağanüstülük. Burada, Kanada’da, birileri Michael Ignatieff’e bile “Kanada’nın Obamas’sı ya da “yeni Trudeau” (eski Kanada Başbakanı) olarak oy topladı. İngiltere’deki 10 yıldan fazla süren görevi boyunca Ignatieff hakkındaki izlenimleriniz nelerdi?

Tarık Ali: Trudeau, bağımsız fikirli bir liderdi, komşu ülkenin yardakçısı değildi. Ignatieff, Irak’taki savaşı destekledi, işkenceyi savundu ve Bush-cheney çetesinin köpek gibi kilitlenmesine hizaladı. Kanadalılar onu Başbakan olarak seçtilerse, ABD’ye de katılabilirler.

Bunlardan, İngiltere’deki görevi sırasındaki izlenimlerimin bütünüyle olumlu olmadığını toparlayacaksınızdır.

http://www.rabble.ca/news/interview-tariq adresine yer alan söyleşiden çevrilmiştir.

0 Responses to Obama = İnsan yüzlü emperyalizm

Yorum Gönder

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi