Content feed Comments Feed

Rusyalı Marksist düşünür Boris Kagarlistky, Rusya’da Aralık ayında “Duma seçimindeki hile yapıldığı” iddiasıyla halkın sokağa çıkmasıyla dünya gündemine gelen hoşnutsuzlukları ve ülke muhalefetinin potansiyelini değerlendirdi. Muhalefetin “adil seçimler” talebinden öte köklü bir değişimden yana olmadığını belirten Kagarlitsky, ülke solu adına çok umutlu görünmese de köklü bir değişimin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor:



Rusya’da Aralık ayında patlak veren sokak protestosu, yıllardan beri oluşan, fakat ifade aracı bulamayan giderek büyüyen hoşnutsuzluğun doğal sonucuydu. Bununla birlikte, hiçbir gücü olmayan ve özünde dekoratif amaçlı olan Devlet Duması (muhalefet de dahil üyeleri, hükümetin katıksız birer kuklası) seçimlerinin sonucunda bir krizin patlak vereceğini öngörmek zor olacaktır. Sadece birkaç hafta önc, enstitümüzdeki meslektaşlarımla uzakta beliren siyasi krizi tartıştığımda, patlayıcıya ateşleyici görevi yapacak şeyin ne olabileceğini tanımlayamamıştık. Tartışmanın katılımcılarının ulaştığı genel kanı, kitlesel protestoların vesilesinin, yetkililerin her gün gerçekleştirdiği saçma, aşağılık ihlaller olacağıydı.

Seçimler tamamen bu rolü oynadı. Bütün davranışların kurmaca mahiyeti ve yetkililer ile Duma muhalefeti arasındaki açık danışıklı dövüş halk için, özellikle de gösterilere katılanlar adına sır değildi. Ancak büyük çapta, gülünç ve neredeyse gizlenmemiş olan hile, bir hödüklüğün sergilenmesi olarak algılanmasıdan daha az biçimde politik bir eylem olarak algılandı. Toplum, isyan çıkarmak için adeta bahane arıyormuş gibiydi ve seçim hilesine dair rutin prosedür beklenmedik bir biçimde genel tartışma konusu olduğunda bunu buldu.

Bu arada, sergilenen oyunun politik önemi şimdi, Rusya’nın sözde parlamentosunun kompozisyonu ve biçimlenmesine yön veren kurallar meselelerinin çok ötesine gitmişti. O halde bu, ülkenin, adı peşinen bilinecek gelecekteki liderine karar verilmesinin yöntemi olmayacak.

Burjuva-bürokratik seçkinler

Burada, Rusya’da kararlar seçmenler tarafından alınmaz, iktidardaki Birleşik Rusya ya da onun tarihsel öncülleri olsun olmasın, siyasi partilerin toplantılarında da alınmaz; lüzumsuz merasimler ya da gösteriler olmaksızın ciddi sorunların tartışıldığı burjuva-bürokratik seçkinlerin toplantılarında alınır. Gerekli bilgiler, Birleşik Rusya’nın 24 Eylül‘deki kongresinde halka açıklandı ve konu kapanmış sayıldı. Duma seçimlerinin işlevi, zaten alınmış kararların meşruiyetini sağlamak ve bir şekilde mevcut olan kanuni ilişkileri resmileştirmekti.

Aralık krizi, yetkililerin önceden hazırlıklı oldukları senaryoyu paramparça etti. Protesto etkinliklerindeki artışın ve mevcut seçim prosedürüne olan güvenin tamamen yitirilmesinin eşlik ettiği Birleşik Rusya’nın popülaritesindeki hızlı düşüş, ulusal seçim sisetminin yalnızca temel amacına –seçkinlerin seçilmelerini meşrulaştırma- hizmet etmekte başarısız olması değil, başlı başına bir problem haline gelmesi şeklinde niteliksel olarak yeni bir durum yarattı. Bu tabii ki başkanlık seçimlerinin “sahici” olacağı anlamına gelmiyor. Tek bir muhalif aday olmayacak, ve böyle bir kişi belirseydi toplum sadece daha kötü olacaktı. Rusya’da günümüz “muhalefeti”, ya mevcut yetkililerden ayrılan gruplardan ya da ağırlıklı olarak liberal ve milliyetçilerin olduğu muhtelif renklerden marjinal gruplardan oluşuyor.

“Muhalefet”

Aralık’ta net biçimde baş gösterdiği üzere yetkililerin toplum tarafından reddi, hiçbir şekilde muhalefettekilere sempati anlamına gelmiyor. Ne de hükümet karşıtı gösterilerin örgütleyicileri tarafından halka dayatılan gündem, kitlesel hoşnutsuzluğun asıl sebeplerini yansıtıyor. Muhalefetin liberal liderleri, kendi destekçilerini harekete geçiren bunlar olsa da, toplumsal sorunları öne çıkarmaya hevesli değiller. Solcu yorumcuların tamamı, liberal politikacıların doğruluğunu coşkuyla savunuyor, okuyucularına, toplumsal talepleri öne çıkarırsak, protestoların kitle tabanını “daraltma” riskini alacağımızı anlatıyorlar. Bu mantıklı görünebilir –hilesiz seçim talebi, ücretsiz sağlık hizmeti çağrısından “daha kapsamlı”dır. Buna karşın sorun, günümüz Rusya’sında insanların seçimlerle yerel hastanelerin kaderinden daha az ilgilenmesi.

10 Aralık’ta ülke çapındaki gösterilerde aşağı yukarı 250 bin kişi bir araya geldi. 2005 yılında hükümetin sosyal politikalarına karşı protestolar patlak verdiğinde Ocak ayazına rapmen 2,5 milyon insan sokağa çıkmıştı. Toplumsal protestoların kitle tabanı, son mitinglerin örgütleyicilerinin güvendiği toplumsal katmandan onlarca kez daha geniştir.

Bundan, Rusların hilesiz seçimlere ihtiyaç duymadığı sonucu çıkarılmamalı. Ancak halkın ezici çoğunluğu ancak, seçimlerin hayatlarında değişikliğe neden olabileceği, yurttaşların büyük çoğunluğunun istediği biçimde sosyal devletinn korunmasını beraberinde getirebileceği açık hale geldiği zaman mücadeleye kendileri için katılacak, kendilerini polis coplarının altına atacak. Oysa muhalifler yalnızca halkla aynı düşünceleri paylaşmakta başarısız olmuyor, bunun aksine yetkililerle aynı tarafta bulunuyor.

Şirket medyası, yatırımcıların karamsarlığını, hükümetin, protestoların arka planı karşısında, ücretsiz eğitim ve sağlığı ortadan kaldırmak gibi “asli reformları” gerçekleştirmekte gönülsüz olabileceğine dayanarak açıklarken, ülke borsası, Rusya’nın başlıca kentlerindeki karışıklıklara hisse fiyatlarındaki daralmayla yanıt verdi. Toplumla yetkililer arasındaki ayrılığın gerçek sebebi tam olarak, daha az varlıklı olanların, seçkinlerin anti-sosyal politikalarına direncinde yatıyor. Bu direnç, Duma seçimlerinin etrafını saran maskaralığın çökmesine neden oldu ve bu da yetkililerin, muhalefete karşı nihai muharebeye giremez hale getirdi. Ancak muhalefetin kendisi değişimden, yetkililerin korktuğundan daha az korkmuyor, hatta daha fazla korkuyor.

Bugünkü protestoların liderlerinin ve onların eylemlerinin sorunu, soldan olmamaları ve bu nedenle adil seçimler sloganından daha ileriye gidememeleri, her türlü toplumsal gündemi reddetmeleri. Sorun, konumlarının, şu anda formüle edilen asgari “genel demokratik” talepleri elde etmekte bile başarısızlığa yol açmasını ille de gerekli kılması gerçeğinde yatıyor. Gerçekten kitlesel, Rusya halkının çoğunluğunun temel ihtiaçlarına uygun düşmesi gereken tam bir demokratik program çevresinde birleşmiş güçlü bir hareket oluşturacağız ya da bu başkaldırı, liberaller ve onların “sol” içindeki yardımcılarının desteklemeye hazır olduğu sınırlı hedeflere dâhi erişmeden sona erecek.

“Sol”

“Ilımlı sol”dan gelen, liberallerin peşinden pasif biçimde gidilmesine yönelik çağrılar, sözüm ona “halkın arasında çalışma”, kitlelerin gittiği yere gitme ihtiyacına dayanıyor. Ancak sol güçler, nasıl ve kimle bu şevkle gerçekleştirmeye çalışan kitlelerin peşinden gidecek? Soyut sloganlarla dolu, kötü baskılı bildirilerle mi? Solcular gösterilere, 1905 Devrimi müzesini şereflendirmeye uygun değersiz evraklara benzer biçimde basılmış buruşuk tek sayfalık gazeteleriyle geliyor. Bu nedenle, etraftaki halka bu materyalleri dağıtmakta pek hevesli sayılmazlar, materyalleri birbirlerine dağıtıyorlar. Anarşistler, Stalinistlerin arasında, Stalinistler, Troçkistlerin arasında, Troçkistler, sosyal demokratların arasında ajitasyon yapıyor ve dolayısıyla sonuncusu materyallerini anarşistlere dağıtıyor. Kapalı devre.

Muhalefet, destekçilerine bir şey öneremez durumda ancak tesirsizliği herkes için açık olan mitingleri durmadan tekrar etti. Ve Kremlin bu duruma rağmen durumu kontrol altına alamıyorsa bunun nedeni Kremlin’deki insanların Rusya’da ne yapılması gerektiğine dair hiçbir fikrinin olmamasıdır. Ne zaman tansiyonun düştüğü görülse, yetkililer kriz yangınına körükle gidecek başka açıklamalar veya önlemlerle ortaya çıkıyorlar.

Gerçek bir demokrasi zaferi, bununla eş zamanlı olarak mevcut muhalefetin tamamen çökmesi anlamına geldiğinden, durum, kaçınılmaz bir açmaza doğru sürükleniyor. Yetkililer geri adım atmaya istekli değiller ve muhalefet kazanmaktan korkuyor. Hiç şüphesiz, her iki taraf da diğeriyle sessizce bir anlaşmaya varmayı tercih edecek.

Ancak Rusya’da siyaset açık biçimde tükenmiş durumda ve bu nedenle, iki taraf arasındaki gizli bir anlaşma, artık gerçek bir çözüm anlamına gelmeyecektir. Böylesi bir durum satrançta “pata” olarak bilinir. Gel gör ki hayat, taşların tahtadan kolaylıkla kaldırılabildiği ve oyuncuların oyuna yeniden başlayabildiği bir satranç oyunu değildir. Er ya da geç, durum kontrolden çıkacak, yeni ve ilerlemiş bir aşamaya taşınacak. Bu, siyasi protestolar, toplumsal protestolarla güçlendirildiği zaman gerçekleşecek ve sahneye yeni oyuncular çıkacak. Bunun için gün gibi ortada ki, uzun süre beklememiz gerekmeyecek.



http://links.org.au/node/2663 adresinde yayımlanan makaleden çevrilmiştir.


Çeviri: Gerçeğin Günlüğü Kolektifi/Erkan Çınar

Gerçeğin Günlüğü'nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya tıklayınız

0 Responses to Boris Kagarlitsky: Pek barışçıl Rus başkaldırısı

Yorum Gönder

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi