Content feed Comments Feed


Yazan: Mostafa Bassyouni

Arap ayaklanmaları birbirinden soyutlanarak anlaşılamaz ve Suriye’deki ayaklanma da istisna değildir. Suriye ayaklanması, devrimle coşan bir bölgede patlak verdi. Ve gerçekten insanların daha iyi bir dünya için umut ve isteklerini körüklemiş olsa da, bu boş yere ortaya çıkmış değil. Zaten Tunus ve Mısır’da uzun süredir iktidarda olan iki diktatör devrilmişti. Öncelikle Libya, Yemen ve Bahreyn’i süpüren bu birbirini izleyen dalgalanma etkisi, bütün Arap rejimlerini tehdit etti.

Bu koşullar ışığında, yalnızca Suriye için bir ayaklanmanın patlak vermesi doğaldı. Evet, Tunus, Mısır, Libya, Bahreyn ve Suriye’deki rejimler arasında, dış politikada ve özellikle İsrail’le mücadelede büyük farklılıklar var. Ama hepsinin ortak noktası, kendi halklarının büyük çoğunluğunun, yaşamlarını etkileyen kararlarda hiçbir söz sahibi olmamasıydı. Bu rejimler altında verilen en sıradan kararlar bile, genellikle halkın çıkarlarından önce, kendi istikrar ve güçlerini sağlamak adına düzenlendi.

Örneğin, Mısır ve Suriye rejimlerini ele alalım. Sedat ve Mübarek yönetimindeki Mısır rejimi, güçlerini devam ettirebilmek adına, İsrail’le uzlaşmayı ve ABD ile ittifak yapmayı tercih etti. Suriye rejimi farklı işbirliklerine karşın, aynı yaklaşımı benimsedi. Her iki durumda da, insanların konuya dair söyleyeceği hiçbir şey yoktu. Şaşırtıcı değildir ki, her iki rejim de, sokakları dolduran protestoculara karşı, onları komplocu ve yabancı ajan ilan ederek aynı tutumu sergiledi.

Protestocuları itibarsızlaştırmak, sokaklardaki isyanı bastırmak için yeterli değildi. Diktatörler, protestocuların arasına suçluları yerleştirerek ve güvenlik güçlerini onların üzerine salarak daha emin adımlar atmaya karar verdi. Ancak bu, eylemcilerin internet üzerinden örgütlenmelerinin ya da devrimci değişim konusundaki ısrarcılıklarının devam etmesinin önüne geçemedi. Bölgedeki ayaklanmalar, amaçlarına ulaşmak adına insanların kendilerini feda etme arzuları ve dirençleriyle özdeşleşti.

Arap rejimleri, önceleri ulusalcı sloganları artırdı. Hatta özgürleşme ve birlik çağrısı yaptılar. Ancak çoğu durumda, halkın işin içine dahil edilmemesi, böylesine girişimlerin başarısız olmasına neden oldu. Bugün Arap devrimleri, halk için halk tarafından gerçekleştirilen yeni bir ulusalcılık türüyle umudu yeşertiyor.

Suriye rejiminin doğasını ve halkına uyguladığı şiddeti göz önüne alırsak, oradaki devrim, son zamanlardaki devrimler zincirinin muhtemelen en önemli halkası. Suriye’deki ayaklanmanın nispeten uzun sürmesi, bölgedeki diğer devrimlerin patlak vermesini ertelemiş oldu. Bütün bölge, dört gözle olacakları bekliyor. Bu bağlamda, Tunus ve Mısır’daki ayaklanmaların hızının, bölgenin bir başka yerindeki devrimin yayılmasını kolaylaştırdığını belirtmek gerekir.

Ancak, Tunus ve Mısır devrimleri ve öte yandan mevcut Suriye Ayaklanması arasındaki temel fark, bu iki ülkedeki işçi hareketinin oynadığı roldür. Tunus’taki genel grev deklarasyonu, Ben Ali’nin Cidde’ye kaçışını tetikledi, Mısır’daysa, 6 Şubat’taki grevlerin yayılması Mübarek’in hayatta kalma umutlarını söndürdü.

Suriye’de hiçbir şekilde işçi hareketi yok. Bu, Suriyeli sendikaların devlet tarafından kontrol ediliyor olması ve Mısır ve Tunus’takilere kıyasla ilgisiz oluşundan kaynaklanıyor olabilir. Yarı bağımsız Tunuslu sendikaların varlığı ve giderek daha aktif bir hal alan Mısırlı işçi hareketi, örgütlü işçilerin devrimin kalbine saplanmasına yardımcı oldu. Her iki durumda da bu, halk lehine bir ayaklanmanın hızlı sonuçlanmasına neden oldu.

Bugün, Suriye işçi hareketinin rolü her zamankinden daha mühim. Suriyeli işçiler Suriye’deki kördüğüme bir son verebilir ve kolektif olarak sistemi alaşağı etme yeteneğine sahipler. Yabancı müdahale çağrısı ve uluslararası koruma talebi geri tepebilir ve rejim lehine işleyebilir. Tunus ve Mısır’da olduğu gibi, Suriye’deki işçi hareketi de tek başına Şam’daki rejimi felce uğratıp yok edebilir.


http://english.al-akhbar.com/content/labor-movement-absent-syrian-revolt adresinde yayımlanan metinden çevrilmiştir.

Çeviri: Gerçeğin Günlüğü Kolektifi/Doruk Köse

Gerçeğin Günlüğü'nü Facebook üzerinden takip etmek için buraya tıklayınız

0 Responses to Suriye Ayaklanması’nda işçi hareketi yok

Yorum Gönder

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi