Content feed Comments Feed


Geçtiğimiz günlerde bir panelde yaptığı Keşmir’in özgür olması gerektiğine dair açıklamalar nedeniyle “isyana teşvik” suçlamasına maruz kalan ve gözaltına alınıp yargılanma tehlikesi yaşayan Hindistanlı yazar Arundhati Roy, ülkesindeki milliyetçi grupların boy hedefi haline geldi. Pazar günü Roy’un evinin önünde gerçekleşen bir gösteride, göstericiler evin bahçesine girdiler ve bazı eşyaları kırdılar. Roy, medyanın da olaylara çanak tuttuğunu belirterek yaşananlara ve endişelerine dair bir açıklama yaptı:

Yaklaşık 100 kişiden oluşan bir kalabalık bu sabah (31 Ekim 2010 Pazar)evimin önüne geldi. Bahçe kapısını aştılar ve eşyaları kırdılar. Keşmir’e dair görüşlerim nedeniyle benimle ilgili sloganlar attılar ve beni bana ders vermekle tehdit ettiler.

Onlar gelmeden önce NDTV, Times Now ve News 24 canlı yayın araçlarının olayı canlı yayınlamak üzere orada olduğu göze çarpıyordu. Tv haberleri, kalabalığın ağırlıklı olarak BJP’nin (Bharatiya Janapa Party – Hindistan Halk Partisi: Ülkenin muhafazakar, liberal, milliyetçi görüşlere sahip olan ikinci büyük partisi; ç.n.) kadın kolları olan Mahila Morcha’dan oluştuğunu söylüyor.

Onların gitmesinin ardından polis bize gelecekte civarda gezinen canlı yayın araçları görmemiz halinde kendilerini haberdar etmemizi tavsiye etti, çünkü bunun bir kalabalığın yolda olduğunun işareti olduğunu söyledi. Bu yılın Haziran ayında, gazetelerde yer alan Press Trust in India’da (PTI) kaynaklı yanlış bir haberin ardından iki motosikletli adam evimin camlarını taşlamaya teşebbüs etti. Onlara da televizyon kameramanı eşlik ediyordu.

Bir piyes peşindeki medyanın bu kesimleri, kalabalık ve suçlular arasında ne türden bir anlaşma var? Kendisini önceden “sahnede “ konumlandıran medya, saldırı ve gösterilerin şiddet içermeyeceğine dair garantiye sahip mi? Suç olan bir haneye tecavüz (bugün olduğu gibi) veya daha da kötüsü olursa ne olur? Bu durumda medya suç ortağı olur mu?

Bazı tv kanallarının ve gazetelerin bana karşı kalabalıkların öfkesini kışkırttığını düşünürsek bu soru önemli.

Sansasyonculuk yarışında, haber vermek ile haber üretmek arasındaki çizgi bulanıklaşıyor. Birkaç kişi televizyon ratingleriene kurban olmak zorunda kalırsa ne olacak?

Hükümet, bana ve Keşmir’e Özgürlük panelindeki diğer konuşmacılara karşı isyana teşvik suçlamasını devam ettirme niyetinde olmadığının sinyallerini vermekte. Böyle olunca, görüşlerimden dolayı beni cezalandırma görevi sağcı fırtına birlikleri tarafından üstlenilmiş gibi görülmekte.

Bajrang Dal (Hindu milliyetçisi Dünya Hindu konseyi /VHP’nin gençlik örgütü; ç.n.) ve RSS (Hindu milliyetçisi Ulusal Gönüllüler Örgütü; ç.n.) açıkça bana ülkenin her yanında davalar açmayı da içeren her anlamda “ayar çekeceklerini” açıkladı. Bütün ülke ne yapabileceklerini, ne kadar ileri gidebileceklerini geçmişten beri görmekte.

Peki hükümet bir derece olgunluk gösterirken medyanın bazı kesimleri ve demokrasi savunucuları kendilerini kalabalığın adaletine inananlara mı kiralamış?

BJP’nin Mahila Morcha’sının beni, Ajmer Sharif’de birkaç insanın öldüğü, birkaçının da yaralandığı bombalı saldırıya dair CBI (Hindistan ulusal güvenlik teşkilatı, FBI’ın Hindistan’daki muadili; ç.n.) iddianamesinde adı geçen RSS aktivisti Indresh Kumar üzerindeki dikkati dağıtmak için kullandığını anlıyorum.

Ancak anaakım medyanın bazı kesimleri neden aynısını yapıyor?

Benimsenmeyen görüşleri olan bir yazar, bir bombalı saldırı şüphelisinden daha mı tehlikelidir? Ya da bu bir ideolojik olarak hizaya getirme meselesi mi?


http://www.zcommunications.org/statement-on-media-and-mobs-by-arundhati-roy adresinde yayımlanan açıklamadan çevirilmiştir.

0 Responses to Roy, Hindu milliyetçilerinin hedefi

Yorum Gönder

Blog içi arama

En çok okunanlar

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İzleyiciler

Günlük Arşivi